Genel Başkanımız Özgür Özel Tire'de: " “Bir Emekli Değil Bütün Emekliler, Bir Çeyrek Altın Değil 5,5 Çeyrek Altın. Bir Sefere Mahsus Değil Her Ay Kaybediyorlar”

14.03.2024


Cumhuriyet Halk Partisi,CHP Genel Başkanı Özgür Özel,İşimiz Gücümüz,Gücümüz Türkiye İşimiz Belediye,İzmir,Tire,31 Mart,Yerel Seçimler,seçim 2024,chp.org.tr

“MAVİ GÖKYÜZÜNE, GÜZEL GÜNLERE İNANIYORUZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Tire halk buluşmasında yaptığı konuşmada, “Bir tarafta Cumhur İttifakı, AKP ve MHP. Her gün birbirine benziyor, kızıyor, küfrediyor. Tehdit ediyor, şantaj yapıyor. ‘Oy vermeyene hizmet yok’ diyor. ‘Doğalgaz bağlatmam’ diyor, ‘Hatay’ı boynu bükük bırakırım’ diyor ama kimse onlara pabuç bırakmıyor. Bu korku ittifakının karşısında bir başka ittifak var. Bu korku ittifakı yağmur bulutları gibi ama karşısındaki bizler o aradan çıkan güneşiz. Mavi gökyüzüne inanıyoruz, güzel günlere inanıyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İzmir’in Tire ilçesinde halk buluşmasına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Bugün İzmir’deyiz. Hava kapalı. Bakalım nerede yağmur yağacak, nerede güneş açacak derken Tire’ye geldik, otobüsün üstüne çıkarken yağmur başladı. Manisa’mızda, memleketimde bu makbuldür. Berekettir, yağmur iyidir. Gelecek güzel günlerin habercisidir. Tire’yi memleketimiz biliyoruz. Burada çok arkadaşım, dostum var. 10 yaşından beri büyüdüğüm memleket, İzmir’de ortaokul, liseyi okudum. Üniversiteyi okuduğum, vatani görevimi yaptığım memleketim İzmir. Güzel İzmir ile iki gündür sizin gibi güzel insanlarla büyük bir heyecanı paylaşıyoruz” dedi.

“ATATÜRK GENÇLERE EMANET ETTİ”

“31 Mart’ta yerel seçimler var. Tire’de büyük bir heyecan var. İşim, gücüm Tire diyen 39 yaşında adayımız Hayati Okuroğlu’na belediyeyi teslim etmek için gün sayıyor” diyen Özel, “Hayati Başkan mali müşavir. Çalışkan. 3 yıl gençlik kolları başkanlığımızı yaptı. İlçe başkan yardımcılığımızı yaptı. Siyasetten geliyor. Gençlik kollarından geliyor. Tire’nin evladı. CHP’nin İzmir’de 40 yaş altındaki 12 gözbebeği gencinden bir tanesi. Tire’nin her yaştan gençlerine onu emanet etmeye geldim. Sebebi şu, bu partinin kurucusu, aynı zamanda Cumhuriyetin kurucusu diyor ya ‘Benim iki büyük eserim varsa, bunlardan biri Cumhuriyetse, diğeri CHP’dir.’ Partinin ilk genel başkanı, Cumhuriyetin kurucusu, bu Cumhuriyeti kurdu ama genel başkanlara emanet etmedi. Milletvekillerine, MYK üyelerine, hatta askerlere. Cumhuriyet genelkurmay başkanlarına emanettir demedi, Cumhuriyeti Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hayati gibi gençlere emanet etti. Biz de Hayati’yi Tire’de vatanını, milletini seven herkese emanet ediyoruz” ifadesini kullandı. Özel, şunları söyledi:


https://youtube.com/embed/ogQUb4IWHmo


“TİRE İTTİFAKINI KURDUK”

“Hayati Başkan dedi ki Tire ittifakını kurduk. Geçen seçimlerde Tire’de ittifak yaptık. Tire’de CHP’liler AKP gelmesin, cumhur ittifakı gelmesin, MHP gelmesin diye Tire’yi halkçı belediyeciler yönetsin diye ittifak yaptılar. Oylarını çekinmeden verdiler ve bir belediye başkanını ittifakla seçtiler. Şimdi biz o ittifakı Ankara’da bu sefer yapamadık. Çok istedik ama yapamadık. Dedik birlikte olmalıyız, kaybetmemeliyiz. Birbirimize kaybettirmemeliyiz. O ittifak Ankara’da kurulmadı ama ben şuna inanıyorum ki Tire’de sandık başında vicdanlar bir araya gelecek, Tire ittifakı kurulacak. Hayati belediye başkanı olacak. Yaptığımız ankette Hayati Başkan 4 puan önde gidiyor. Arkasında iki rakibi var, en yakın olanından 4 puan önde. Tire’de halkçı bir belediye olsun isteyen kim varsa, hesabı ve kitabı kuvvetli yapacak, esnafı destekleyecek, emekliyi destekleyecek, çiftçiyi destekleyecek bir belediye başkanı için bütün Tire bu sefer Hayati Başkanı destekleyecek. Onu seviyor musunuz, ona güveniyor musunuz? Onu belediye başkanı yapacak mısınız?”

“SİZİN İÇİN ÇALIŞACAK”

“Biliyorsunuz, Tire’de bütün Türkiye’nin örnek aldığı Tire Süt Kooperatifi başarı hikayesi var. Tire Süt Kooperatifi elbette Cumhuriyetin geçmişinde çok önemli yeri olan, özellikle Karaoğlan Ecevit’in partimize emanet ettiği, güçsüzlerin güçlülere karşı bir araya geldikleri, omuz omuza verdikleri, dayanışma içinde oldukları, kazandıkları, kazandırdıkları bir yönetim biçimi. Güçlü şirketlere karşı güçsüz, teker teker bir şey yapamayacak, çiftçilerin, köylülerin ve hayvancılıkla uğraşanların bir araya gelip de birlikte kazandıkları bir model. Tabi bu tip işlerin öncüleri oluyor. Destekçileri oluyor. Tire Süt Kooperatifi diyorsak eğer Aziz Kocaoğlu’na kocaman bir selam yolluyoruz Tire’den. Büyük bir teşekkür yolluyoruz Tire’den. Sonrasında Aziz Başkan birkaç dönem bu görevi başarı ile yaptıktan sonra Tunç Başkanımıza devretti, o da 1 Nisan itibariyle Tire’nin taktiri ile İzmirlilerin taktiri ile görevi bir başka kooperatifçiye, kırsal kalkınma ile ilgili heyecan duyan, projeleri olan, hayvancılığı desteklemek isteyen, kalkınmanın kırsaldan başladığına inanan ve bu konuda heyecanla gün sayan birisine artık İzmir Büyükşehir Belediyesini devredecek. İşte size İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Cemil Tugay. Onu tanıyor musunuz? Onu seviyor musunuz? Ona güveniyor musunuz? O sizin için çalışacak, ben de size güveniyorum.”

“SANDIKTA HESAP SORACAĞIZ”

“Değerli Tireliler siz alnının terini toprağa damlatan, oradan bereket fışkırtan, bu bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayan, haram ve yalandan korkan çalışkan insanlarsınız. Bu ülkede en büyük sorunlardan bir tanesi çiftçinin çektikleri. Oysa genç Cumhuriyet kurulduğunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk tohum çiftlikleriyle, üretim çiftlikleriyle, orman çiftlikleriyle hem çiftçileri eğitmek, örnek tarım uygulamaları yapmak, önderlik etmek ve bunun için Türkiye tarımını kalkındırmayı tercih etti. Bu ülkenin birinci Cumhurbaşkanının köylülerle ilgili kullandığı ifade şudur, köylü milletin efendisidir. O partinin neferleri, genel başkanı, belediye başkan adayları olarak, hepimizin inancı çiftçinin, köylünün yine milletin efendisi olması gereğidir. Biz birileri gibi çiftçiye kızıp da ‘Al ananı da git’ demeyiz. Çiftçinin derdi ile dertleniriz. Sorunlarını çözmek isteriz. Bakın bugün Türkiye’de çiftçilerin en önemli sorunu, dünyanın gördüğü bir gerçeği bugünkü yöneticilerin görmemesidir. AB sorunlarının yüzde 30-35’ini doğrudan tarımın destekleme projelerine veriyor. Yine yüzde 35 gibi bir aktarımı kentsel kalkınma, kırsal kalkınma projelerine veriyor. Onların içindeki pay da hesaplandığında AB fonlarının 2 Euro’sundan 1 Euro’su çiftçiye destek için tarım politikalarına, projelerine destek için ayrılmış. Türkiye’de öyle 2 liranın birini bırakın, kanunumuza göre yüzde 1. Yani milli gelirin yüzde 1’i çiftçilere verilmek zorunda. Ne oldu peki geçen sene? Bu yüzde 1’in karşılığı tamı tamına 263 milyar lira ediyordu, ne verdiler çiftçiye? Sadece 85 milyar lira. Alacak ne kadar, 178 milyar lira. Sakın ha 178 milyar lirayı küçük bir para gibi düşünmeyin. Şu kur korumalı mevduat var ya hepimizin sırtından zenginlere verilen fark. Faizi alıyor, dolar çıkarsa da farkını aramızdan alıyor. O paranın toplamı kur korumalı mevduatın toplamı, 152 milyar. Köprülere geçiş garantisi vermiş, toplam ödediği para 162 milyar lira. Size verip de kanuna koyup da vermesi gerekip de vermediği para bu paralardan fazla. 178 milyar lira. 178 milyar lirayı beşli çetelere veren, holdinglere veren, zengin müteahhitlere veren ama çiftçiye gelince ‘Al ananı da git’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’a sandıkta hesap soracağız.”

“GÜCÜMÜZÜ GÖSTERMEYE VAR MISINIZ?”

“Mayıs ayında oy isterken, verin kardeşim oyu enflasyon nasıl düşürülür, hayat pahalılığı nasıl engellenir, dolar nasıl düşürülür, mazot nasıl düşürülür diyordu değil mi? O gün mazotun litresi 19 liraydı. Üzerinden 9 ay geçti. Bugün mazotun litresi 42 lira oldu. Nasıl tarlaya gidesin, süresin, ilaç atasın, çapa yapasın, kültivatör çekesin, nasıl hasat yapasın? Nasıl ürünü toplayasın, nasıl götürüp satasın? 42 lira mazotla çiftçi perişan olmuş durumdadır. Eğer çiftçiler bu 31 Mart’ta seslerini yükseltmezse 1 Nisan’dan sonra daha kötüsü kapıdadır. Ne diyorlar, kemer sıkacağız. Ne diyorlar, acı reçeteler içireceğiz. Sıkı para politikasına geçeceğiz. Ey Tire, canım Tire sen hiç acı ilacı beşli çetelerin, patronların, müteahhitlerin içtiğini gördün mü? Sen hiç zenginlerin kemer sıktığını gördün mü? Kemeri yine emekçiye sıktıracak, çiftçiye sıktıracak, işçiye sıktıracak, Tireliye sıktıracak. Kendisi yine bin odalı saraylarında keyif çatacak. Onun için 31 Mart’ta bu iktidara gücümüzü göstermeye var mısınız?”

“EMEKLİNİN HALİNİ GÖRDÜNÜZ”

“Bir başkası, çiftçilerden de dertlisini bulayım mı size? Emekliler bir el kaldırsın görelim. En düşük emekli maaşını alanlar kaldırsın. Kaç para alıyorsunuz, hep bir ağızdan 10 bin lira. Bakın değerli emekliler. Emeklinin halini gördünüz, herkes emekli ve herkes 10 bin liracı. 3 Kasım 2002 AKP ilk iktidara geldiğinde, kaldı ki o günler için ne diyor? Kriz vardı, efendim esnaf yazar kasa atıyordu, sıkıntı vardı diyor. En düşük emekli maaşı o gün 1,5 asgari ücret. Doğru mu? 1,5 asgari ücret düzenini bozmasa, ellemesi emekli ile uğraşmasa, TÜİK kurumuna enflasyonu düşük hesaplatıp, emeklinin hakkını yemese, enflasyona ezdirmese 1,5 asgari ücret bugün 26 bin lira. Yani Tayyip Bey gelip, emeklinin maaşına dokunmasaydı, düzen sürseydi bugün 26 bin liraydı. Ama 10 bin lira alıyoruz. Nasıl büyük bir haksızlığa uğradınız ben size anlatayım. Siz Tire’deki bütün emeklilere anlatın. 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli aylığı. 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli aylığı 8 çeyrek altın alıyordu. Bunu Türkiye’nin dört bir yanında anlatıyorum. Grup toplantısında 8 çeyrek altın resmi gösterdim, yalansa yalan deyin dedim. Hesap ortada. Bugün kaç çeyrek altın alıyor 10 bin lira, 2,5 çeyrek altın. Tireliler, kıymetli emekliler. Bir an düşünün. Bir çeyrek altın kuyumcudan alıp, cebinize koysanız, yolda giderken düşse ve eve varınca fark etsen, gittiğin bütün yolları gezersin ve ararsın değil mi? Nerede benim çeyrek diye. Bakın bir emekli değil bütün emekliler, bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın. Bir sefere mahsus değil her ay kaybediyorlar. Ne yüzden kaybediyorlar, Tayyip Erdoğan emekliyi enflasyona ezdirdiği için kaybediyorlar. Bir kere enflasyonun gerçek rakam yüzde 120’yken, TÜİK 64 açıklıyor. Niye, TÜİK neyin kısaltması? Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Ama 64 hesaplıyor, size kaç verdi, yüzde 33. 7 bin 500 lirayı 10 bin lira yaptı. İğneden ipliğe her şeye 2 kat zamlandı, ev kiraları 3 kat arttı. Ama size yüzde 33 verdi.”

“5,5 ALTININI ÇALANA EMEKLİ CEVABI VERECEK Mİ?”

“Bakın 5,5 çeyrek altın, AKP döneminde her ay kayıp. Ne alıyorsunuz bayramda, bayram ikramiyesi. Sırası gelmişken, hatırlayalım. Bir selamlayalım, alkışlayalım. Kimin sayesinde alıyoruz bayram ikramiyesi? 2015’te Kemal Bey dedi ki 2 bayramda da birer emekli maaşı. Dediler olmaz, veremezsin. 7 Haziran’da emekliler bunlara oy vermedi, iktidarı tam kaybediyorlardı, 1 Kasım’a yeni seçimi koydular, Devlet Bahçeli sayesinde, gel dedik koalisyon kuralım, kurmam. Sen kur biz destek verelim, istemem. Biz kuralım, sen destekle olmaz. O gün evet dese bugün emekli bambaşka bir noktadaydı. Ama yeniden seçime giderken ne dediler? Biz de vereceğiz. 2015’te söz verdiler, 2018’de bin lira verdiler. Bin lira. O bin lirayı beğenmedik biz. Dedik ki o bin lira azdır, asgari ücret verilsin. O gün bin lira tam 24 kilo dana kıyma alıyordu. Bugün 3 bin lira veriyor. Kaç para alıyor? 6 kilo dana kıyma alıyor. Arada 18 kilo kıyma farkı var. Ramazan mübarek gün. Allah oruçlarınızı kabul etsin, Ramazan’ınınız mübarek olsun. 30 Ramazan oruç tutulacak, iftar var, sahur var, ardından bayram sofrası var. Sadece bayram ikramiyesinde 18 kilo kıyma kayıp. Buzdolabı, mutfaktan kayıp. Sofradan kayıp. Bayram sofrasında torunlarının, çocukların kursağından geçecek 18 kilo kıyma kayıp. 31 Mart’ta emekliler çiftçiler gibi kendi sofrasından kıymayı alana, cebinden 5,5 altın çalana gerekli cevabı verecekler mi? Meselenin özü bu. Adaylar pırıl pırıl ama iş bu seçim genel seçimin ardından yapılan ilk seçim. O günden bugüne mazot pahalılaşmış, hayat, et, süt, yumurta pahalılaşmış, eğer 1 Nisan günü değişen bir şey yoksa nasılsa oy alıyorum dediğinde ondan sonrası çok daha zor ve çileli günler. Ama 31 Mart’ta belediye başkanı olarak bizim kıymetli kardeşimiz Hayati’yi seçerseniz, Hayati yağmur yağarken belki çok fazla değinemedi, sözü bize bırakmak istedi ama Hayati incirinize, cevizinize, kestanenize, depolanması ve pazarlanması aşamasında sahip çıkacak projeleri yapacak. Hayati, büyükşehir belediyesi ile birlikte Toprak Mahsulleri Ofisi’nin eksik bıraktığı için tahılların depolanması sorununa çare arayacak. Lisanslı depoculuk çözümü için büyükşehir belediyemizle birlikte Avrupa Birliği fonlarına başvurarak, Tire’nin bu önemli soruna çare arayacak.”

“EL ELE OMUZ OMUZA ÇÖZECEKLER”

“Organize sanayinin su sorununu da tarımdaki su sorununu da çözmek için İZSU ile birlikte projeler yapacak. Biraz önce andığımız Aziz Kocaoğlu’nun buralara yaptığı en önemli iş. Kırsaldaki üretim yollarının, yani tarlaların yollarının kaymak gibi asfalt yapılmasıydı. O yollarda bozulmalar var, tahribatlar var. Önümüzdeki yaz asfalt sezonunda Tire’nin yol sorununu çözüyoruz. Yağmur suyu ile kanalizasyon suyunun ayrıştırılmadığını gördük, CHP bu konuda son derece titiz. Hem taşkın tehlikesi var, hem salgın hastalık, ishal tehlikesi var. Bununla ilgili atık sularla, yağmur sularının ayrıştırılmasını, Tire merkezdeki otopark sorunun çözülmesini, kırsal mahallelerin altyapı sorunlarını çözülmesini, yine organize sanayi bölgesinde dar gelirlilerin yaşadıkları mahallelerde kreş sorunun çözülmesini, kadınların çocuklarını güvenle kreşe bırakmasını, iş hayatına katılmasını, sosyal hayata katılmasını, büyükşehir belediye başkanımızla, Hayati Başkan el ele, omuz omuza çözecekler. İkisi birbirine yakışıyor, ikisi Tire’ye yakışıyor. Onları Tirelilere emanet ediyorum.”

“KORKU İTTİFAKI YAĞMUR BULUTLARI GİBİ”

“Hayati Başkan 31’inde seçimi kazanacak. Mazbatayı almaya hep beraber gidecek misiniz? Belediyeye varacaksınız, Hayati Başkan devir teslim için girecek. Elinde çiçeği ile mevcut başkanımıza teşekkür edecek. Devir teslime gidecek ama girmeden önce elindeki çiçeği yanındakine verecek. Bir dakika diyecek. Cepten bir kağıt çıkaracak, o kağıdı belediyenin girişindeki cama asacak. Nedir o kağıt? Mal varlığı, neyi var, neyi yok bileceğiz. Bütün CHP’li belediye başkanları görev geldikleri gün belediyeye girerken mal varlığını asacaklar, her sene asacaklar, bakacağız. O maaşla o iş olur mu? Bizim başkanlara güvenimiz tam. Onların kendisine güveni tam. Bir tarafta Cumhur İttifakı, AKP ve MHP. Her gün birbirine benziyor, kızıyor, küfrediyor. Tehdit ediyor, şantaj yapıyor. ‘Oy vermeyene hizmet yok’ diyor. ‘Doğalgaz bağlatmam’ diyor, ‘Hatay’ı boynu bükük bırakırım’ diyor ama kimse onlara pabuç bırakmıyor. Bu korku ittifakının karşısında bir başka ittifak var. Nasıl bakın, bu korku ittifakı yağmur bulutları gibi ama karşısındaki bizler o aradan çıkan güneşiz. Mavi gökyüzüne inanıyoruz, güzel günlere inanıyoruz. Türkiye ittifakının renkleri ay yıldızlı al bayrağın renkleridir, Türkiye ittifakı milli takım gol atınca kim seviniyorsa Türkiye ittifakında o vardır. Filenin sultanları dünya şampiyonu olduğuna filenin sultanları ile bir gözyaşı dökenler, gırtlağı düğümlenenler, Türkiye ittifakıdır.”

“KARDEŞLİK İTTİFAKININ ADI TÜRKİYE İTTİFAKI”

“Türkiye ittifakında partimin aslan sosyal demokratları var, Türkiye ittifakında Tire’nin milliyetçi demokratları iyi insanlar var. Türkiye ittifakında muhafazakar demokratlar var. Birisi gibi gömleği çıkaranlar değil haramdan ve yalandan korkan, muhafazakar demokratlar var. Buradan ifade edelim ki İzmir, Tire. Hepimiz birbirini seven insanlarız. Birbirimizin inancına saygılıyız. Kimseni kimseye karışmadığı, herkesin birbirini dost ve kardeş bildiği, inancına karışmadığı, giyimine karışmadığı, kuşamına karışmadığı ama birisi eğer zordaysa da onu yalnız bırakmayan bir kardeşliğin ittifakının adı Türkiye ittifakıdır. Renklerini söyledim, bir kez de sizinle tekrar edelim. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Türkiye ittifakı kazanınca Türkiye, İzmir, Tire kazanacak. Tire’nin çiftçisi, hayvancılıkla uğraşan süt üreticisi, memuru, esnafı, emekçisi, emeklisi kazanacak. Hep beraber kazanacağız, hep beraber güzel günler göreceğiz. Sizleri seviyor, inanıyor, güveniyorum. Adaylarımızı sizlere, sizleri de Allah’a emanet ediyorum.”