CHP İZMİR'DEN ASBESTLİ GEMİ İÇİN İKTİDARA UYARI - YÜCEL "BU ZEHİR BOMBASINI İZMİR'İN ORTASINDA PATLATMAYIN"

03.08.2022

CHP İzmir İl Başkanlığı ‘zehir gemisi’ olarak nitelendirilen ve şu an Aliağa’ya gelmek üzere yolda olan NAe Sao Paulo isimli uçak gemisinin sökümüne, yapılan basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Açıklamada konuşan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, sermayenin insan sağlığından önemli olmadığın belirtirken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un geminin asbest miktarına ilişkin açıklamalarını “özrü kabahatinden büyük” şeklinde yorumladı. AK Partili siyasilerin tüm yaşananlara sessiz kalmasını da eleştiren Yücel, “Bu, adeta zehir bombası halinde Aliağa’ya doğru gelen geminin bu yolculuğunu savunanlar, bir tek AKP iktidarı ve onun Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’dur. Bütün bunlar olurken Sayın Aliağa Belediye Başkanının sesi çıkmıyor, AK Partili milletvekillerinin sesi çıkmıyor. Her konuda bir fikri olan Sayın Hamza Dağ’ın sesi çıkmıyor” dedi.


‘Zehir gemisinin’ sökümüne CHP İzmir İl Başkanlığı bugün CHP Aliağa İlçe Başkanlığında basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, sermayenin insan sağlığından önemli olmadığın belirtirken AK Partili siyasilerin tüm yaşananlara sessiz kalmasını da eleştirdi.


YÜCEL: DEVLETİN VERGİSİ DOĞADAN, İNSAN HAYATINDAN DAHA MI DEĞERLİ?

Geminin sökümünün Aliağa’da yapılmasına kamuoyunda tepki olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Başkan Yücel, Hindistan’ın dahi gemiyi kabul etmediğini hatırlattı ve “Brezilya’ya ait Asbest Yüklü Gemi NAe São Paulo’nun Aliağa’da Sökülmesini ne Aliağalılar ne de İzmirliler istiyor. Bu konuda dünyada zehir çöplüğü olarak kullanılan 2 ülkeden diğeri olan Hindistan bile, bu geminin ikizi olan ve 760 ton asbest barındırdığı tespit edilen geminin sökümünü, Yüksek Mahkeme kararıyla reddetti. Geriye bu çöpü ve zehiri kabul edecek tek ülke kaldı o da Türkiye. Peki, bu zehir dolu ve söküldüğü takdirde ortaya çıkacak tüm zehrin doğaya ve havaya karışacağı kesin olan geminin sökümünü yapmak zorunda mıyız? Bu geminin sökümünden firmanın elde edeceği gelir veya devletin alacağı vergi, Aliağalılar ve İzmirlilerin hayatından, doğamızın bozulmasından ve kirletilmesinden daha mı kıymetli? Bize göre cevap kocaman bir hayır” dedi.


“ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK AÇIKLAMADA…”

Bakan Kurum’ın açıklamalarına da değinen Yücel, açıklamaların kabul edilemez olduğunu ifade ederken zehir barındırdığının da itirafı olduğunu belirtti ve “Bu gemide, hiçbir mantıklı yanı olmadığı halde, diyelim ki Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’un söylediği gibi, 900 ton değil de 9 ton asbest olsun. Bu açıklama bile başlı başına sorunludur. Yani şunu diyorlar. Yani sayın bakan ‘Burada zehir var ama sizin iddia ettiğiniz kadar değil diyor. Özrü kabahatinden büyük bir açıklama daha. Yani Sayın Bakan Aliağa’ya tonlarca zehir yüklü bir geminin geleceğini ve bunu Türkiye dışında hiçbir ülkenin kabul etmediği gerçeğini itiraf ediyor.Üstelik bu itirafı da sanki bu geminin Türkiye’ye getirilmesi büyük bir başarıymış gibi anlatıyor. Neresinden tutsanız elinizde kalan, sorunlu ve sorumsuzluk içeren bir açıklama. Aliağalıları ve tüm İzmir’i cahil yerine koyan bu açıklamaya da geminin bakanın güzellemeleri arasında ilçemize getirilmesine de karşıyız” diye konuştu.


“ANCAK AKIL TUTULMASIYLA AÇIKLANABİLİR”

Gemiyle ilgili tek tehlikenin asbest olmadığının da altını çizen Yücel, “Dünyanın birçok ülkesinin, Türkiye’ye çöplük muamelesi yapmaları, Türk halkının sağlığının hiçe sayılmasını asla kabul etmiyoruz. Aliağa’da yapılan gemi sökümlerinde, özellikle zehirli atıklar içeren sökümlerin ve sonrasında bu atıkların bertaraf işlemlerinin yeterince denetlenmeden yapıldığı, zaten kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek. AKP iktidarı döneminde, tüm ilgili odaların, çevre örgütlerinin, muhalefet milletvekillerinin ve ilçe örgütümüzün bu konudaki uyarılarına ve çağrılarına kulak tıkanmıştır. Zaten mevcut durum işçi sağlığı ve vatandaşlarımızın sağlığı açısından son derece zararlıyken tüm bunların üstüne şimdiye kadarki en büyük zehir yükü barındıran bir geminin ilçeye getirilmek için diretilmesi, bilimle, doğayla ve insan sağlığıyla inatlaşarak bu işin iktidar tarafından ısrarla savunulması, ancak bir akıl tutulmasıyla açıklanabilir. Üstelik bu gemiyle gelen tek tehlike asbest zehiri değildir. Bu gemide asbestin dışında kansere yol açan, çevre ve insan sağlığına zararlı bin 300 ton daha farklı kimyasal madde olduğu bilinmektedir” dedi.


“SAVUNAN BİR TEK AKP İKTİDARIDIR”

AK Partili politikacıları sessiz kalmakla suçlayan Yücel, “Bu, adeta zehir bombası halinde Aliağa’ya doğru gelen geminin bu yolculuğunu savunanlar, bir tek AKP iktidarı ve onun Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’dur. Bütün bunlar olurken Sayın Aliağa Belediye Başkanının sesi çıkmıyor, AK Partili milletvekillerinin sesi çıkmıyor. Her konuda bir fikri olan Sayın Hamza Dağ’ın sesi çıkmıyor” ifadelerini kullandı.

BAKAN KURUMA DAVET, “MADEM ZEHİR YOK, GELSİN SÖKÜME YERİNDE EŞLİK ETSİN”

Çernobil faciasının ardından çay içen bakanı hatırlatarak Bakan Kurum’a çağrıda bulunan Başkan Yücel, şunları söyledi; “Sayın Çevre Bakanına ve AKP iktidarına buradan bir kez daha sesleniyoruz. Aliağalıların sağlığını, nefesini, doğasını önümüzdeki 50 yıl boyunca etkileyecek bu zehir ticaretinden yol yakınken dönün! Bu zehir Bombasını Aliağa ve İzmir’in ortasında patlatmayın. Bu ülke, Çernobil faciasından sonra Karadeniz’deki çayların radyasyondan etkilenmediğini göstermek için, radyasyonlu çay içen bakanlar gördü. O felaket sonrası Türkiye’nin bazı bölgelerinde kanser vakalarında 3 kata kadar artışlar yaşanmıştı. Sayın Bakan da tarihte bu şekilde anılmak istiyorsa, bu zehir dolu geminin zararsız olduğunu düşünüyorsa, kendisini gemi sökümü tamamlanıncaya kadar, söküme yerinde eşlik etmeye çağırıyoruz. Ancak biliyoruz ki, bu davete icabet etmeyecek. Çünkü kendisi de bu zehri solumak istemiyor.


İKTİDARIMIZDA HESABINI SORARIZ

Geminin sökümüne izin veren mevcut iktidardan ilerleyen dönemlerde hesap sorulacağını ifade eden Başkan Yücel, “Bu sökümden gelecek para, bir çocuğumuzun, bir işçimizin, bir yaşlımızın sağlığından veya hayatından daha değerli olamaz. Halk sağlığı açısından büyük risk oluşturan geminin ülkemize sokulmaması için, her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna bir kez daha duyuyoruz. Biz zehirlenmek istemiyoruz. Aliağa’nın ve İzmir’in zehirlenmesini istemiyoruz. İzmir ya da Türkiye hiç kimsenin zehirli atıklarını kabul edecek bir çöplük değildir. Tüm bu uyarılara rağmen, halkımızın, çocuklarımızın, doğada yaşayan tüm canlıların ve çevremizin sağlığını hiçe sayanlardan, iktidarımızda hesap soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.


“HUKUK KURALLARI ÇERÇEVESİNDEKİ HER EYLEMİ DESTEKLERİZ”

İzmir Baro Başkanı Sayın Özkan Yücel’in “sivil itaatsizlik” çağrısını hukuk kuralları nezdinde değerlendiren Yücel, “İzmir Baro Başkanı Sayın Özkan Yücel’in yaptığı çağrı hukuk kuralları çerçevesinde demokratik bir eylemdir. Hukuk kuralları çerçevesinde yapılacak her eylem CHP tarafından desteklenecektir Bu geminin getirilmesi ve sökülmesine karşı hukuk kuralları çerçevesinde her türlü eylemi, tepkiyi ve hak arayışını sürdüreceğiz. Burada yargı yoluna başvurmak da bir tercihtir. Biz bunların hepsini değerlendiriyoruz. İzmir ve Aliağa bu konuda bir duyarlılık gösteriyor. Ben bu duyarlılığın karşılıksız kalmayacağını düşünüyorum” diye konuştu.


ÖNEMLİ OLAN SONUÇ ALMAKTIR HER İMKANI DEĞERLENDİRECEĞİZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in konunun uluslararası boyuta taşınmasına ilişkin açıklamalarını da yerinde bir açıklama olarak yorumlayan Başkan Yücel, “Her imkanı ve seçeneği değerlendireceğiz. Bakanlık buna izin verse de hem yargı hem de Greenpeace ya da uluslararası örgütler çerçevesinde olarak bir tavır sergilemeyi CHP olarak destekleriz. Bu da bir yöntemdir. Önemli olan sonuç almaktır. Belediye Başkanımızın bu açıklaması da önemli ve yerindedir” ifadelerini kullandı.




POLAT: BU SADECE BİR GEMİ SÖKÜM VAKASI DEĞİL

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ise konunun sadece söküm olmadığının altını çizdi ve“Asbestin kanserojen etkisini bilmeyen yok. Ne şekilde bertaraf edileceğine ilişkin yönetmelikler var. Asbest sökümü ve işlenmesi sırasında havaya partiküllerin yayılmasıyla insanların akciğerlerine ulaşıp kansere ve ölümlere sebep olabiliyor. Asbestin insanlarda kanser yaratma riski 5 kat fazla. Aliağa’nın havasını biliyoruz. İnsanların soluğunu havanın çok kötü olduğu tıpkı sigara içen insanın maruz kaldığı oksijensiz havayla karşı karşıyayız. Biz kimsenin ticari faaliyetlerine ya da sermaye düşmanı değiliz. Ancak ticaret yapılacaksa bunun belirli kuralları olması gerekiyor. Daha önce bu geminin bir benzerinin Aliağa’ya gelmesi söz konusu olmuş. O dönemde iktidar geri adım alıyor. Elimizdeki verilere göre bu gemiyle ilgili uluslararası yapılan analizler geminin sadece yüzde 12’lik kısmında yapılmış. Elde edilen veriler de 9 ton asbest olduğu yönündeydi. Dolayısıyla Aliağa açısından çok ciddi riskler barındırıyor. Biz anayasamızın 56. Maddeden yol çıkarak bu gemiyi karşı direneceğiz Bu da devletin ve vatandaşın çevreyi korumakla yükümlü olduğu beyan eder. Biz bu hakka sahip çıkacağız. Biz biliyoruz ki 10-30 yılda kanser vakalarında patlama olacak. Bugünün çocuklarının ve yarının yetişkinlerinin salığını korumak için çalışacağız. Bu geminin burada sökülmemesi için elimizden geleni yapacağız. Bir duyarlılık yaratmak zorundayız. Buna gücümüzün yeteceğini biliyoruz. Bu sadece sıradan gemi söküm faaliyeti değil, çevremizi ve sağlığımızı etkileyecek bir sorunla karşı karşıyayız” dedi.


OĞUZHAN’DAN MİTİNGE DAVET

CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan ise şunları söyledi; “CHP Aliağa ilçe örgütü olarak gelecek olan geminin çevre ve insan sağlığına zararının farkındayız Bu geminin gelmemiş için örgütlenmeye ve karşı koymaya hazırız. Bu konuda Aliağa Demokrasi Platformu uzun süredir eylem hazırlıkları içinde. Dün de Tunç Başkanımızın da katılacağı mitingimizi yarın saat 18.00’de Aliağa’da yapacağız. Bu gemiye karşı durmak için tüm halkımızı da davet ediyoruz.”